Etkin Eğitim Kurumları
Etkin Eğitim Kurumları
Blog

Çocuklarda Sihirli İletişim

İletişim kelime anlamı olarak; duygu ve düşüncelerin, akla uygun şekilde başkalarına aktarılması, bildirim ve haberleşme olarak tanımlanmaktadır. İnsanların parmak izi kadar özel olan duygu ve düşüncelerin aktarımında kullanılan iletişim de bizlerin bir imzasıdır aslında. Çünkü “insan dilinin altında gizlidir; konuştukça kimliğini ve kişiliğini ele verir.” Tüm bu iletişim özellikleri yetişkinler aracılığıyla çocuklara ulaşır ve onları kullanım şekline göre olumlu-olumsuz etkiler. Çocukları beslemek yalnızca su, yemek ile değil doğru iletişim becerileri ile de sağlanır. Çocukları doyurabilmek için doğru iletişim yollarını bilmeli ve hayatımızın her alanında, her anında kullanabilmeliyiz.

Çocuklarımızı yetişkinliğe varmaya çalışan küçük insanlar olarak değil başlı başına birer insan olarak görmeliyiz. Çocukların gelişim süreçlerinde, özgül ihtiyaç ve becerileri olduğu kadar, saygı ve empatiyle dinlenilmesi gereken kişisel sesleri olduğunu da kabul etmeliyiz.

Doğru iletişim kurmanın ilk adımızı etkin dinlemedir. Bizler birer yetişkin bilinç düzeyine sahip olduğumuz için çoğu zaman çocuklarımızın bize anlattıkları, gün içinde yaşadıkları bizlere önemsiz gelebilmektedir. Unutmamalıyız ki çocuklarımızın bilinç düzeyi bizimkinden farklıdır ve bizim doğru dinleme, doğru iletişim kurma, doğru yönlendirme becerilerimiz ile bilinç düzeylerine olumlu katkı sağlarız.

  • Onu dinliyormuş gibi yapmayın. Çünkü bunu hisseder. Çocuk anlattıkları ve anlattıklarından aldıkları dönüt ile var olur. Bizler anlattıkları ile ilgilenmediğimiz zaman “seninle ilgilenmiyorum.” mesajını vermiş olabiliriz. Etkin dinleme için uygun olmadığımızda bunu net bir ifade ile çocuğumuza aktarabiliriz. 

“Seni dinlemek için şu an uygun değilim ama anlatacaklarını dinlemeyi çok istiyorum. Uygun olduğumda sana haber vereceğim.” İfadesi çocuğa hem değerli hissettirir hem de beklemeyi öğretir.

“İnsanın öğrenmesi gereken ilk dil, tatlı dildir.” Der Barış Manço. Çocuklarla sihirli iletişimin temeli tatlı dil ve güler yüzle aktarılır. Çocukların yaş grubuna ve bilinç düzeyine uygun kelimeler seçmek ve bu kelimeleri doğru vurgularla aktarmak çok önemlidir. 

  • Çocuğun anlamını bilmediği kelimeler kullanmak ve uzun anlatımlara sık sık yer vermek çocuğu sohbet ortamından uzaklaştırır ve yeterli doyumu sağlamaz. Kısa ve net ifadeler kullanmak kalıcı öğrenmeyi pekiştirir.

İletişime geçmek için doğru zamanı ve doğru yeri bulmak çok önemlidir.

  • Okuldan eve yorgun gelen bir çocuk, arkadaşı ile derin sohbet içinde olan bir çocuk, ağlama nöbeti evresinde ya da kahkahalarla gülen bir çocuk bizim iletişimimize sağlıklı dönütler veremez. Zamansız iletişime geçtiğimiz zaman “onu anlamayan” bir ebeveyne dönüşebiliriz. Doğru dönütler için çocuğumuzun dinlenmiş ve sabit bir duyguda olmasına dikkat etmeliyiz.

İletişim her zaman doğal akışta değil çocuğumuzla belirlediğimiz ortak bir gün ve saate de olmalıdır.

  • Her çocuk özel olmak, biricik olmak ister. Ebeveynler bu biricikliği çocuğa hissettirmek için anne – oğul saati, baba-kız saati gibi etkinlikler belirlemelidirler. Bu zaman dilimi çok lüks, çok ayrıcalıklı olmak zorunda değildir. Kahve içmek, tatlı yemek kadar sade olabilir. Çocuğun o gün ve zamanın sadece kendisine ait olduğunu bilmesi kendisini özel hissetmek için yeterlidir. Bu etkinliklerde kuracağımız iletişimin etkisi çocukta çok kalıcıdır. Aktarmak istediğimiz becerileri bu etkinliklerde sağlayacağımız iletişim ile kazandırabiliriz.

Çocuğumuzu yargılamadan ve beklenti içinde olmadan koşulsuz kabul de sağlıklı iletişimin önemli parçalarındandır.

  • “Gerçekten bunu yaptın mı? “Nasıl bu kadar beceriksizsin?”, “bu konuyu anlamamana inanamıyorum!” gibi baskı ve yargı dolu ifadeler çocuğun özgüvenini zedeler ve bu karşı açık iletişime geçmesini engeller. Bu ifadeler yerine onu da sürece kattığımız bir dil kullanmak daha verimli olacaktır. “Bu olay karşısında senin çözümün nedir?”, “sence daha iyi nasıl becerebilirsin?” gibi.

Yunus Emre’nin dediği gibi “Sevgi gelince tüm eksiklikler biter.” İletişiminde temelinde sevgi yatar. Gün içinde yaşadığımız stres, kaygı, öfke eve geldiğimizde; çocuğumuzla olduğumuzda bir süzgeçten geçmeli ve çocuğun ihtiyaçlarını karşılayabilecek düzeye getirilmelidir. Çünkü o yürüdüğü yolda senin elinizden tutmaya ve sizin yatıştırıcı dilinize ihtiyaç duyar. Kullanacağımız dil hissettiğimiz sevgi ile bütünleştiği takdirde çocuğumuza sihirli iletişimi sağlamış oluruz.

 

PSİKOLOJİK DANIŞMAN 

DENİZHAN KAZANCIK

Sizi Arayalım

Adınız Soyadınız
Telefon Numaranız

Bize Ulaşın

Adınız Soyadınız
E-Posta Adresiniz
Telefon Numaranız
Konu
Mesajınız