Birçok ebeveynin hayattaki nihai hedeflerinden biri çocuklarını başarılı olabilecekleri tarzda yetiştirmektir. Onların anlamlı ilişkiler yaşamalarını şefkatli, merhametli olmalarını, okulda başarı göstermelerini, çok çalışmalarını ve sorumluluk sahibi bireyler olmalarını istemektedirler. Çoğu zaman listenin en başında çocuklarının başarılı olduğunu görmeleri yer almaktadır. Peki bu istekler doğrultusunda ebeveynlerin, tutum ve davranışlarının, yönlendirmelerinin ne ölçüde doğru olduğunu değerlendirmek ya da vakitlerinin ne kadarını bilinçli olarak çocuklarına ayırdıklarını sorgulamaları gerekmektedir. Bizler başarının temelinde, başkasının değil kendi içindeki takdir duygusunu devam ettiren, iç motivasyonunu sağlayan çocukların yetiştirilmiş olduklarını görüyoruz.
Peki bizi başarılı ya da başarısız kılan nedir? Başarılı olma isteğimizi nerede kaybediyoruz? Başarıya ulaşabilmek için nerede hata yapıyoruz? Sorularına yapılan bir deney ile yanıt verelim.
Büyük bir havuza aç halde olan köpek balığı ve karşısına da yiyebileceği balıklar koyuluyor. Bilim insanları havuzun bir tarafına köpek balığını diğer tarafına da balıkları ortadan cam bölme ile ayıracak şekilde yerleştiriyorlar. Köpek balığı için bu durumda başarının anlamı karşısındaki hedef olan balığa ulaşabilmek. Hemen balığı yemek için harekete geçtiğinde kafasını cama çarpar. Ne olduğunu anlamadığından sürekli dener ve aynı sonuçla karşı karşıya kalır. Ne yaparsa yapsın hedefi olan balığa ulaşamayacağı inancına kapılıp çaresizce, bir daha denemekten vazgeçer. Bilim insanları deneyin ikinci kısmına geçtiklerinde aradaki cam bölmeyi kaldırıp köpek balığının hareketlerini gözlemlemeye çalışırlar. Daha önce gerçek bir çaresizlik vardır fakat ikinci aşamada sahte bir çaresizlik... Eğer gerçekten isterse ulaşabilecek durumda olan köpek balığı aç olmasına ve yapabileceğinin önünde bir engel bulunmamasına rağmen balığı yemek için hiçbir şey yapmaz. Köpek balığı çaresizlik durumunu psikolojik bir ruh haline dönüştürür. Aslında engel cam değil köpek balığının inancıdır.
Çaresizlik durumu hedefe ulaşmak için verilen çabanın sonuca ulaşılamamasından dolayı, sonucun değişmeyeceği düşüncesİ ile oluşan duygudur. Bu duyguya sahip olan kişiler nasıl olsa değiştiremeyeceğim yanılgısıyla ümitsizliğe kapılırlar. Ümitsizlik ise davranış ve duyguları esir alıp kişiyi başarısız kılar. Hiçbirimiz beynimizde başarısızlık bilgisiyle doğmayız. Yıllar içerisinde karşılaştığımız sonuçlar ve anlar üzerine yaptığımız yorumlarla bir başarısızlık algoritması, şeması geliştiririz. Şablonlar, şemalar oluştururuz. Bu durumda oldu, böyle oldu, demek ki yine aynı şeyler olacak düşüncelerini aklımızdan uzaklaştıramayız. Beynimizdeki başarısızlık bilgisini silmek için başarıyı da yeniden öğrenmek gerekiyor.
Deneyin üçüncü aşamasında bu köpek balığının yavrusu annesi ile aynı bölmeye konulur. Amaç yavru köpek balığının yem olan bu balığa ulaşmak isteyip istemediğini gözlemlemektir. Fakat yavru köpek balığı annesini rol model alarak aynı hareketleri uyguladığı ile karşılaşılır. Biz buna öğretilmiş çaresizlik deriz.
Eğer kişi neyi niçin yapabileceğini kendisi seçebiliyorsa, engellere ve başarısızlığa karşı da direnç gösterecektir.
İnsanlar başkasına da çaresizlik durumunu aktarabilir. Dolayısıyla başarının izleyeceği bu yolda engelleri oluşturan sebepler arasında çevre ve aile faktörünün etkisi de oldukça fazladır.
Ebeveynler çocuklarının başarılı olabilmesi için neler yapmalıdır?
Çocuklarının yaşadığı başarısızlığı kırıcı şekilde eleştirmemeli, yapıcı eleştirilerle durumu birlikte değerlendirmelidir
Çocuklarının yaşadığı olumsuz deneyimleri sıkça gündeme getirmemelidir
Sonuca odaklanmak yerine çocuğun çabası takdir edilmelidir.
Eksiklerin bir gün düzelip çocuklarınızı başarıya ulaştıracak araçlar olduğu anlatılarak yeni bir yol haritası çıkartıp başarıya istekli hale getirmek ve telkin etmek doğru adımlar arasında olacaktır.
Çaresizlik duygusunu yaşayan kişiler nasıl mücadele edebilir?
1- Kendimizi tanımalı, güçlü özelliklerimizin keşfine çıkmalıyız. Unutmayalım ki kimse mükemmel değildir. İnsanlar her zaman başarıya ulaşamayabilir. Önemli olan hatalarımızın farkında olmak ve telafi edebilmek için gerekli özveriyi gösterebilmektir.
2- Çaresizliğin yarattığı duygu durumundan çıkmaya çalışın. “Ne yaparsam yapayım olmuyor.” gibi olumsuz söylemlerle pes etmek yerine daha olumlu tanımlamalar ve söylemler performansınızı arttıracaktır.
3- Başarısızlık döngünüzü tanıyın öğrenilmiş çaresizlik yaşanan durumu analiz ederek başarısızlığın kaynaklarını doğru ve gerçekçi olarak belirlemeye çalışın.
4- Her zaman bir yol vardır. Olumsuz deneyimler sonucunda aynı yolları tekrar etmekte ısrarcı olmak yerine, farklı yollar deneyin.
5- Kendinize öncelikle gerçekçi, başlangıç için ulaşılabilir, kısa vadeli hedefler koyun ve her bir başarı adımınızda kendinizi ödüllendirin.
6- Herkesin imkânları ve kişisel özellikleri birbirinden farklı olduğu için başarı kriterleri de birbirinden farklı olacaktır. Anneniz, babanız, arkadaşınız, yakınlarınız öyle olabilir ama siz, farklısınız.
7- Başarının önündeki engel fiziksel değil zihinseldir. Artık zinciri kırmak için adım atın.
Başarısızlığın nedenlerini sadece bahanelere bağlayan kişilerin, aynı şartlarda başkalarının başarılı olabildiğini unutmaması gerekir. Neden başaramadığımızı çok iyi açıklamanız, sizi haklı yapabilir ama başarılı yapamaz. Başarı içten gelir. Başarıya olan tutkunuz büyükse önünüzdeki engelleri de aşarsınız. Aslında her bir engelin sizi başarıya götüren bir yol, bir kapı olduğunu bilirsiniz ve pes etmezsiniz. O engeller olmasaydı neler olacağı değil, o engellere rağmen kişinin ne yaptığı başarıyı belirler. Başarıyı özel yapan da budur…
KÜBRA ERTÜRK