Etkin Eğitim Kurumları
Etkin Eğitim Kurumları
Blog

Kişilik Gelişimi

Kişilik, bireyi diğer bireylerden ayırt eden, tutarlı olarak sergilenen, bireye özgü özellikler bütünüdür. Kişilik tamamlanmış bir olgu değil, sosyal etkileşime bağlı olarak gelişen bir süreçtir. Kişilik gelişimi, bireyin sosyal ve fiziksel çevresi içinde tutarlı olarak gösterdiği kişilik özelliklerinin oluşumudur. 

Tarihte ilk kez Hippocrates kişilik özellikleri ile beden şekli arasında ilişki kurarak dört karakteristik kişilik yapısı geliştirmiştir. Hippocrates metabolizmada bulunan enzimlere ve hormonal sıvılara göre hafif kanlı mizaç, ağır kanlı mizaç, kara sevdalı mizaç ve sinirli mizaç olarak dörtlü kişilik sınıflaması geliştirmiştir. 

Aile içi yaşam, çocuğun benlik algısının geniş ölçüde biçimlendirir. Olumlu bir benlik algısı geliştiren çocuk, onaylanan davranışlarını genelleyerek başarılı sosyal ilişkiler kurar.  

Erikson, Freud tarafından beşli sınıflamaya tabi tutulan, psiko-sosyal gelişim evrelerini, ergenlikten yaşlılığa kadar genişleterek sekiz aşamaya bölmüştür. Belli bir evrenin başarı ile atlatılması, bir sonraki gelişim aşamasına sağlıklı bir biçimde ulaşmanın ön koşuludur.  

1. Evre: Güvene Karşı Güvensizlik Karmaşası: Bu evre 0-1 yaş arası sürer. Bu dönemde bebekler kendilerine, anne babalarına ve çevrelerine karşı temel güven ya da güvensizlik duygusu geliştirir. Erikson’a göre bu evre yaşamsal önem taşır.  

2. Evre: Özerkliğe Karşı Utanma ve Kuşkuculuk Karmaşası: 1-3 yaş arası süren bu evrede, çocuklar özerkleşme ve bireyselleşme girişimlerinin doğurduğu güven ve utanç karmaşasını birlikte yaşarlar. Bu evrede anne ve babanın tutumları çocuğun kişilik yapısını önemli ölçüde etkiler.  

3. Evre: Girişkenliğe Karşı Suçluluk Karmaşası: Bu evre 3-6 yaş arası sürer. Bu dönem çocuklarının motor, dil ve algı yeteneklerinin yanı sıra fiziksel olgunlaşma düzeyleri de oldukça gelişmiştir. Bu nedenle çocuk, artan psişik ve fiziksel enerjisini, çeşitli etkinliklerle ortaya koymak ister. Bu evrede, henüz kas-zihin koordinasyonu ve ahlaki yargı standardizasyonu tam gelişmemiştir. Yetişkinler tarafından davranışları hakkında düzenli olarak bilgilendirilen çocuk, kendini yönetme yeterliği kazanır.  

4. Evre: Çalışkanlık ve Başarıya Karşı Aşağılık Duygusu Karmaşası: Bu evre 6-12 yaş arası sürer. Bu dönemde çocuğun, sosyal yaşamında oldukça kapsamlı değişiklikler olur. Akranlarının ve öğretmenlerinin etkileri, anne babaya göre daha büyük önem taşır. Akranlarının ve öğretmenlerinin çocuk hakkındaki yargıları, benlik gelişimine yön verir.  

5. Evre: Kimliğe Karşı Rol Karmaşası: Bu evre 12-18 yaş arası sürer. Bu dönemde ergen; kim olduğu, ne yapmak istediği ve yaşamına nasıl yön verebileceği gibi sorulara yanıt arar. Erikson’a göre yetişkin rollerine hazırlık ve toplumca onaylanan ahlaki standartlara uyum sorunlarının yaşandığı bu evrede, ergenin düşünsel ve duygusal yapısı, köklü bir değişime uğrar.  

6. Evre: Yakınlığa Karşı Yalıtılmışlık Karmaşası: Bu evre 15-26 yaş arası sürer. Bu evrede birey, arkadaşlık ve dostluk ilişkileri kurar. Bu ilişkilerde gelişmiş kimlik duygusundan güç alarak diğer insanlara yönelir. Sosyal ilişkilerde başarısızlığa düşen bireyler, yetersizlik duygularına kapılarak insanlardan uzaklaşırlar.  

7. Evre: Üretkenliğe Karşı Durgunluk Karmaşası: Bu evre orta yetişkinlik olarak da bilinir. Daha önceki gelişim karmaşalarını başarıyla çözüme ulaştıran bireyler bu evrede üretken ve etkin bir kişilik yapısı geliştirirler.  

8. Evre: Benlik Bütünlüğe Karşı Umutsuzluk Karmaşası: İleri yetişkinlik döneminde görülür. Bu evre, bir anlamda yaşamla hesaplaşma dönemidir. 

Freud’a göre kişilik, buz dağına benzemektedir. Suyun üstünde kalan ve görünen boyutu bilinç, su altında yer alan bölümü ise bilinçaltını oluşturmaktadır. Gerçekte kişiliğe yön veren bilinçaltıdır.  

Freud’a göre kişilik yapısı üç ana sistemden oluşmaktadır. Bunlar id, ego ve süper ego’dur. İd, kişiliğin temel sistemidir. Haz ilkesine göre çalışan id itkileri hemen doyuma ulaşmak isteğindedir. İd doğuştan var olan tüm psikolojik gizil güçlerin ve ruhsal enerjinin kaynağıdır. Ego, idden sonra gelişen ve gerçeklik ilkesine göre çalışan kişilik boyutudur. İdden kaynaklanan itkileri; toplumsal, törel değerlerle uyumlu hale getirmek egonun görevidir. Son kişilik boyutu süper egodur. Süper ego, sosyal ilişkiler içinde diğer insanlar tarafından aktarılan geleneksel değerler ile toplumsal, törel, kültürel alışkanlık ve kuralların içselleştirilmiş şeklidir.  

Birbiriyle uyumlu ve düzenli çalışan bu üç kişilik boyutu, insanın öznel gerçekliği ile dürtüleri arasındaki karmaşadan dolayı anksiyeteye yol açabilir. Freud’a göre davranış bozuklukları; ruhsal enerjinin parçalanmasına bağlıdır. Ruhsal enerjinin parçalanması, bireyin kişilik sistemlerinden herhangi birinin denetimine girmesiyle sonuçlanmaktadır.  

Freud, kişiliği beş psiko-seksüel gelişim evresi içinde incelemektedir.  

Doğumdan sonraki birinci yıl, oral dönem olarak anılmaktadır. Bu evrede haz kaynağı, pasif ve bağımlı bir davranış olan emmedir.  

İkinci gelişim dönemi olan anal evre, birinci yılın sonundan, üç yaş bitimine dek sürer. Bu evrede gelişimin kritik öğesi, tuvalet eğitimi ile ilgilidir. Tuvalet eğitiminde, anne babanın tutumu önemli bir faktördür. Çocuk, bu evrede çevrenin kendisinden neler beklediğini ve bedensel tepkilerini nasıl denetleyebileceğini öğrenmektedir.  

Fallik dönem 3-6 yaş arasını kapsar. Bu dönemde çocuklar, cinsel organlarını fark eder ve cinsel konulara ilgi gösterirler. Cinsel kimliğin ve bu bağlamda sağlıklı kişilik gelişiminin temelleri, fallik dönemde atılır. Bu evrede kızlar babaya, erkekler anneye ilgi duyarlar.  

Erkeklerde 6-13, kızlarda 6-11 yaş sonuna dek süren gizil evrede, çocuk dış dünya ile ilişkiye geçme isteğindedir. Gizil evredeki çocuklar, fallik dönemin aksine hemcinsleri olan anne babaya yönelirler. Bu evreyi olumlu yaşantı deneyimleri ile geçiren çocuklar, ergenlik döneminin sorunları ile daha kolay baş ederler ve cinsiyet rollerini başarıyla gerçekleştirirler.  

Genital dönem kızlarda yaklaşık 11-12 erkeklerde 12-13 yaştan sonra başlar. Bu evrede hızlı fiziksel gelişimin yanı sıra karşı cinse duyulan ilgi doruğa çıkar. Ergen hem toplumsal, törel değerlere sıkıca sarılmak hem de varlığını kanıtlamak için sorgulamak eğilimindedir. 

Sonuç olarak, kişilik gelişimi bireyin sosyal, duygusal ve zihinsel yaşamında güçlü bir temel oluştururken, bireysel gelişim sürecinin de ayrılmaz bir parçasıdır. Kişiliği oluşturan id, ego ve süper ego gibi sistemlerin dengeli bir şekilde çalışması, bireyin hayatını sağlıklı bir şekilde yönetebilmesi için kritik öneme sahiptir. Erikson ve Freud’un teorilerinde ortaya konduğu gibi, her yaşam evresi, bireyin kendini anlaması, sosyal ilişkilerini geliştirmesi ve karşılaştığı zorluklarla başa çıkma becerilerini kazanması için bir fırsat sunar. Bu süreçte olumlu bir benlik algısı geliştirmek, bireyin yalnızca kendi potansiyelini gerçekleştirmesini değil, aynı zamanda toplum içinde etkili ve uyumlu bir şekilde var olmasını da sağlar. Bu nedenle bireysel gelişim, kişilik gelişimiyle birlikte ele alınmalı ve bireyin her evrede desteklenmesi sağlanmalıdır. 

Sizi Arayalım

Adınız Soyadınız
Telefon Numaranız

Bize Ulaşın

Adınız Soyadınız
E-Posta Adresiniz
Telefon Numaranız
Konu
Mesajınız