Etkin Eğitim Kurumları
Etkin Eğitim Kurumları
Blog

Etiketlerin Gölgede Bıraktıkları

Çocuklarımız okulda yalnızca derslerle değil; arkadaşlıklar, duygular ve beklentilerle de baş etmeye çalışırlar. Biz yetişkinler ise bazen farkında olmadan onları tanımlarken etiketlere başvururuz: “Çok yaramaz”, “utangaç”, “tembel”, “sorumsuz” ya da “aşırı konuşkan”. Oysa bu kelimeler birer tanım değil, zamanla çocukların kendilerini o şekilde görmelerine neden olan kalıplar haline gelir. Bu yazıda, öğrencilerimize yapıştırdığımız etiketlerin onları nasıl gölgede bıraktığını ve bu durumu nasıl dönüştürebileceğimizi konuşmak istiyorum. 

Etiket, bir öğrenciyi belli bir özelliğiyle tanımlamak demektir. Ancak hiçbir çocuk sadece “başarılı” ya da yalnızca “zorlayıcı” değildir. Hepimizin olduğu gibi onların da gelişmeye açık, keşfedilmeyi bekleyen yönleri vardır. 

Örneğin, ders sırasında sürekli etrafına bakan bir çocuk, dikkat eksikliğinden değil, derste geçen kavramları hayal dünyasında canlandırmaya çalışıyor olabilir. Sık sık soru soran bir öğrenci, öğretmeniyle bağ kurma ve onaylanma ihtiyacı hissediyor olabilir. Belki evde yeterince dinlenmediğini hissediyor ve sınıfta “var olduğunu” göstermek istiyordur. Bazen bu çocuklara sabırla yaklaştığımızda aslında ne kadar derin bir öğrenme isteği taşıdıklarını fark ederiz. 

Sessiz ve içine kapanık görünen bir başka öğrenci, grup önünde konuşmakta zorlanıyor olabilir. Ancak bire bir iletişimde çok güçlü fikirler ortaya koyabilir. Onu “utangaç” olarak etiketlediğimizde, o çocuğun kendini ifade etmesi için alan tanımamış oluruz. 

Çok hareketli öğrencilerle ilgili de benzer bir durum yaşanabilir. Bazı çocuklar duygularını ve enerjilerini hareketle ifade etmeyi tercih eder. Bu çocuklar sınıf içinde daha sık ayağa kalkmak, yer değiştirmek veya fiziksel olarak aktif olmak isteyebilir. Onlara “hiperaktif” demek yerine, öğrenme stillerini fark etmek ve sınıf içi düzenlemelerle bu ihtiyaca yanıt vermek daha sağlıklı sonuçlar doğurur. 

Etiketler, zamanla bir çocuğun kendilik algısına dönüşebilir. “Sen zaten zekisin” dediğimizde, çocuk hata yapmaktan korkabilir; çünkü o zekâ algısını kaybetmek istemez. “Sen tembelsin” dediğimizde ise çocuk çabalamayı bırakabilir, çünkü ondan bir şey beklenmediğini düşünür. Oysa çocuklar bizden gelen bakışlarla kendi kimliklerini inşa ederler. 

Peki ne yapabiliriz? 

  • Çocuklarımızı tanımaya zaman ayıralım. Bir davranışın nedenini sormak, onu yargılamadan anlamaya çalışmak güçlü bir bağ kurmanın ilk adımıdır. 

  • Gelişim odaklı bir dil kullanalım. “Henüz bu konuda gelişiyor”, “Bu beceriyi kazanmak için zamana ihtiyacı var” gibi ifadeler çocuklara umut verir ve onları cesaretlendirir. 

  • Her çocuğun farklı öğrenme biçimi olduğunu unutmayalım. Bazı çocuklar yazarak, bazıları konuşarak, bazıları da yaparak öğrenir. Onları kendi yollarında desteklemeliyiz. 

  • Farklılıkları kabullenmek, empati kurmanın temelidir. Çok soru soran çocuğa “yeter artık” demek yerine, “anlamak istemesi güzel bir şey” diyerek yaklaşmak onun motivasyonunu artırır. 

  • Duygusal ihtiyaçları göz ardı etmeyelim. Derse ilgisiz görünen bir öğrenci, belki o gün evde zor bir sabah geçirmiştir. Bu nedenle davranışlara değil, ihtiyaca odaklanmak gerekir. 

Her çocuğun biricik olduğunu ve basit kelimelerle tanımlanamayacağını unutmamalıyız. Onları etiketlerle sınırlamak yerine, iç dünyalarını anlamaya çalışmak hem akademik başarılarını hem de duygusal gelişimlerini olumlu yönde etkiler. 

Çünkü hiçbir çocuk, sadece bir kelimeye sığmaz. Onlar, gözlemledikçe gelişen, dinledikçe açılan, anlaşıldıkça güçlenen bireylerdir. Biz yetişkinler olarak, onları kalıplara değil, anlayışa davet edebiliriz. 

Unutmayalım: 

Etiketlemek kolay, anlamak ise emek ister. Çocuğunuzun güçlü ve gelişime açık yönlerini görmek, ona alan tanımak ve yargılamadan yanında olmak en kıymetli katkılardan biridir. Hep birlikte daha anlayışlı, destekleyici ve kapsayıcı bir eğitim ortamı yaratabiliriz. 

KÜBRA KOCAMAN  

Sizi Arayalım

Adınız Soyadınız
Telefon Numaranız

Bize Ulaşın

Adınız Soyadınız
E-Posta Adresiniz
Telefon Numaranız
Konu
Mesajınız