Çokça acıya şahit olduğumuz 2023 yılı Şubat ayı en uzun aylardan oldu. “Başka” sının acısı bizim acımız oldu. Çünkü başkası dediğimiz “biz” in ta kendisiydi belki de. Yaşlısıyla, genciyle, çocuğuyla… Yaşadığımız acıyı her yaşta ve en derinden yaşadık, yaşamaya da devam ediyoruz. Uzun yıllar da yaşayacak gibiyiz.
Geçtiğimiz haftalarda bu zorlu süreçte eğitimciler, ebeveynler, uzmanlar, daha nicelerimiz öğrencilere, çocuklara olan yaklaşımın nasıl daha sağlıklı olabileceği konusunda paylaşımlarda bulunmaya çalıştık. Paylaştıkça büyüyeceğimizi, paylaştıkça çoğalacağımızı bilerek. Ulaştığımız ya da ulaşmayı umduğumuz tüm çocukların kalbine değebilmek için yetişkinler olarak kendi iyilik halimiz ve kendi gelişimimiz için elimizden gelen çabayı göstermeliyiz. Çaba ve değer gösterdikçe dünyanın çiçek bahçesine bizim de atacağımız tohumlar var olacaktır.
Başımıza gelen olaylar, felaketler, kötü diyebileceğimiz yaşantılar… İnsanlardan kimisini çok sarsarken kimisine ise etkisinin oldukça az olduğunu görüyoruz. Bu farklılığın temelinde neler var? Her birimiz biricik olsak da benzerliklerimiz var mı? Psikolojik sağlamlık becerisinin bizlerin yaşam kalitesine, insan ilişkilerinin iyilik haline etkisini nasıl görüyoruz?
Çocukta Rezilyans - Esneklik ve Toparlanabilme Becerisi
Rezilyans köken olarak: gerilen yayın geri dönmesi gibi geri sıçrama, geri yaylanma eski biçimine geri dönme anlamındadır. Üzerinde durmak istediğimiz anlamına bakacak olursak olumsuzluklara karşı hazırlıklı olma, stres ve travmayla başa çıkabilme, zor koşullara uyum sağlama, yıkıcı deneyimlerden bir şeyler öğrenerek başa çıkma ve gelişme kapasitesidir. Hem ruhsal hem de fiziksel esneklik ve dayanıklılıktır.
Bahsettiğimiz psikolojik sağlamlık becerisi elbette ki birçok faktörden etkilenmektedir ancak en önemli ve vurgulanması gerekenlerin başında bu becerinin sonradan öğrenilebilir ve geliştirilebilir olmasıdır. Tabii ki bu bilginin yanında da erken müdahalenin insanın gelişim yolcuğundaki kıymetini ve önemi atlanmamalıdır. Hayatımızın ilk beş yılı kişilik yapısının büyük bölümünün şekillendiği dönem olarak kabul edilir. Risk altındaki çocukları fark edip desteklemek, ebeveynin eğitimi büyük önem taşımaktadır.
Psikolojik sağlamlık becerisi yüksek ya da düşük olsa da beklenmedik durumlar karşısında verdiğimiz normal olabilecek tepkiler nelerdir?
Afet Sonrası Yaşlara Göre Karşılaşılabilecek Tepkiler:
Okul öncesi çocuklar: parmak emme, yatak ıslatma, ebeveynlere yapışma, uyku bozuklukları, iştahsızlık, karanlıktan korkma, davranışlarda gerileme, arkadaşlardan rutinlerden geri çekilme…
İlkokul çocukları: sinirlilik, saldırganlık, yapışkanlık, kabuslar, okuldan kaçınma, zayıf konsantrasyon, etkinliklerden ve arkadaşlıktan geri çekilme…
Ergenlik dönemi: uyku ve yeme bozuklukları, ajitasyon, çatışmalarda artış, fiziksel şikayetler, suçlu davranışlar ve zayıf konsantrasyon.
Yetişkinler olarak: Televizyondan, sosyal medyadan gözlerimizi alamadık, suçlu hissettik, irkildik, aşırı uyarılmışlık halde acı, çökkünlük, büyük bir üzüntüyle, bazen de hiçbir duyguyu hissedemez haldeydik…
Her dönemin normali kendi içinde değerlendirilmelidir, doğal afetler sonrası beklenen normalimiz ise psikolojik şok süreci, tepki süreci, farkındalık süreci, iyileşme süreci…
İçinde bulunduğumuz dönem olan farkındalık sürecini kısaca anlamaya çalışırsak beynin standart işlemleme süreci standart olarak devam ettiğinde yaşanan deneyim anı ağımıza otomatik olarak entegre edilmektedir. Fakat psikolojik olarak kapasitemizi aşan bir olayla karşılaştığımızda ise beynin olağan süreci sekteye uğrayabiliyor ve anı entegrasyonu sağlanamayabiliyor. Bu durum işlemlenmediğinde travma sonrası stres bozukluğuna evrilebiliyor.
Travma sonrası stres bozukluğundan önce “Travma “ sözcüğü neyi ifade ediyor?
Çoğu psikolojik sorunun kökeninde travma yatar. Köken olarak incelendiğinde dış kılıfın yırtılması anlamına gelmektedir. Bunun yanında günlük rutini bozan, ani ve beklenmedik bir şekilde gelişen, dehşet, kaygı ve panik yaratan insanın anlamlandırma süreçlerini bozan olaylar travmatik yaşantılar olarak tanımlanmaktadır.
Yazının girişinde de son günlerimizin birincil ya da ikincil travmaya sebep olabilecek durumlarına değindik. Tahmin ettiğimiz gibi çocukları tamamen güvenli, riskten arındırılmış bir ortam sağlamak neredeyse imkânsızdır. Aşırı korumacı tutumla yetişen çocuklar sorun çözebilme, zorluklarla baş edebilme becerilerini geliştirmekte zorlanmaktadır. Kontrol edebileceğimiz her türlü zarardan korusak da önlem almayı öğrenemediğimiz doğa olayları ne yazık ki felakete dönmektedir ve pek çok travma için sağlam zeminler hazırlamaktadır.
Çocukları pamuklara sararak büyütmenin doğru olmamasının yanında temel güvenliklerini sağlamak konusundaki yetersizliğimizi görmek bu vakitten sonra gelişim için atılacak adımları tetiklemeli ve her birimizin kendi özelinde atacağı adımların hiç de küçük olmadığını fark etmeliyiz.
Travmayla Başa Çıkmak İçin Temel Beceriler
En etkili unsurlar korkularla yüzleşebilme, gerçekçi ve olumlu düşünebilme, uyum sağlayabilme, sosyal dayanışmaya açık olma ve yardım isteyebilme, örnek alabileceği yaşça büyük çocuklar veya düzgün erişkinlerin bulunması, fiziksel ve beyinsel egzersiz, bilişsel esneklik, sağlam zeminli ahlak, anlam ve hedef varlığı olarak sıralanabilir.
Ülkemizde son yıllarda yaşanan olaylar hem çocukların hem de erişkinlerin ağır travma yaşamasına neden oldu. Pek çok insan gelecekle ilgili kaygılı ve ne olduğunu bilemez duruma geldi. Belirsizlik, insan zihninin en çok yoran durumlardandır ve belirsizlikle yaşamayı en işlevsel hale getirebilmek adına çocukların psikolojik sağlamlık becerilerine katkı sağlamak geleceğimize en güzel yatırımlardandır diyebiliriz.
Çocuklarda Rezilyansın Gelişmesi İçin Gerekli Koşullar
Başarılı olduğu durumlarda zaman zaman ödül vermek
Problemlerini çözebilmek için güvenebileceği bir ailenin varlığına sahip olmak
Her şeyin düzelebileceğine dair çocuğun inançlı olması
Yeni şeyler denemeye açık ve istekli bulunması
Kendisini sevmesi, değer vermesi, isteklerini yapabilecek yeterliliği hissetmesi
Mizah anlayışına sahip olması
Otonomi becerisine (özerklik, bağımsız karar verme yetisi) sahip olması
Geleceğe dair planlarının, hayallerinin bulunması
Ait olma ve güvenlik ihtiyaçlarının karşılanması
Çocuğun hayatında koşulsuz sevildiğini hissettiği bir kişinin varlığı
(Sevgi hayatta en çok ihtiyaç duyduğumuz kaynaklardan biridir ve çocukların her zaman koşulsuz sevgiyiye ihtiyacı vardır. Bu nedenle koşulsuz sevgi üzerine, pozitif disiplin üzerine sıklıkla okumalar yapmak önemlidir.)
Çocukların sağlıklı büyümeleri için küçük adımlar atarak büyük farklar yaratabilmek aslında hiç de zor değil… Çağın çocuklarını öğrenmek için biraz emek vermemiz gerekiyor…
Charlie Chaplin sözleriyle hayatı anlamaya çalışırsak: “Hayat yakından bakıldığında trajedi, uzaktan bakıldığında ise komedidir.” Hayatı her zaman komedi tadında yaşamak zorunda olmasak da trajediyi yönetebilmek adına yapabileceklerimizin çoğalması umuduyla…
Uzman Psikolog
Merve KARATAŞ ÖNCÜ